entry'ler (119)

sözlük yazarlarının itirafları

istanbul için delirmeme rağmen,bunun için çabalamama gereken enerjiden ve motavisyondan çok uzağım.sadece istiyorum.

fatma turgut

model grubunun şirinlik abidesi vokalisti.ayrıca kendisi ve grubu hakkında merak edilen tüm soruları http://www.formspring.me/turgutfatma adresinden yanıtlamaktadır.

az

hakan günday'ın 12 Nisan'da çıkması beklenen yeni romanı.Kapağı için: http://www.facebook.com/p...22053854522904&ref=nf

başlık açmadan önce yapılan google ziyareti

gereklidir,faizdir.

sözlük yazarlarının ruh halleri

sıkıntılı.

sesine aşık olunabilecek erkekler

(bkz: erdal besikcioglu)

şule jale selma berna

(bkz: ayça eren)

kişiye kendisine yazılmış hissi veren şarkılar

zakkum (bkz: anlıyorsun)

ders çalışmamak için yapılan aktiviteler

odayı toplamak.
toplama işini abartıp,hep görmezden gelinen makyaj malzemesi karmaşasına bir son vermek için,bir kutu hazırlamak,kutunun dışına -kendini derya baykal zannedip-yaratıcı uygulamalar yapıp,rezil hale getirmek.
internete girmek.
internetten çıkamamak.
internetten çıkıp,tv ye bakmak.
tekrar internete girmek.(a bunu yapmıştı zaten).
sonra entry girmek.(halen internette,bak ya).
uyuklamaya başlamak.
of çok yoruldum diyip,yatağa bakmaya başlamak.

sözlük yazarlarını en çok yoran şeyler

yaşamak.

ayça eren

behzat ç.dizisinde ''tanışalım mı ?;smim şule,jale,selma,berna ne fark eder ki'' diyerek ilk olarak görülmüş ve sonra dizide felsefeci,renkli ve bolca bulunan çatlak karakterlerinden birisi olarak oynamaya devam etmişir.ayrıca çok güzel fotoğraflar çekmektedir.(bkz: http://jazzrail.deviantart.com/)

tek kelime ile yaşamın anlamı

hamallık.

bir bölümü bile izlenmemiş dizi

(bkz: dr.who)
izlememekten ziyade,izlemeye dayanılamamış bir dizidir bence.

insomnia

insana hayatta cehennem azabı yaşatır.gecelerini uykunu, gündüzleri canlılığını elinden alır.ruh gibi dolaşırsın etrafta,duyarsız, algıları kapalı.huyuna göre çok güzel sinir de yapar.sadece sana değil, çevrene de çektirirsin yani.daha çok psikolojik nedenler tetikler, kafandan atamadığın düşüncelere, sorunlara, kişilere, olaylara kinini uykundan çıkarır, nefes alan ama hiçbir şeyden zevk alamayan bir metabolizmaya dönersin.alışkanlık olmadan kurtulmanın yolları aranmalı, bazı içeceklerle(papatya çayı mesela,veya ılık süt vs.) ya da fiziksel olarak yorucu bir şeylerle uğraşılarak uykunun gelmesi sağlanmalı yoksa cidden can yakar bu hastalık.

sözlükçülerin formspring sayfaları

http://www.formspring.me/ozusimurg

eksileyen zihniyetin zekasını da sorsunlar,onun da cevabı bende.

ziyan

bir süre bulamadıktan sonra aramaktan vazgeçtiğim bir anda karşıma çıkıp,beni her hakan günday kitabında olduğu gibi içine çekip almış,kafamı karıştırmış,tekrar ve tekrar daima düşüncelere itmiş,sonunda da yumru gibi bitmiş kitaptır.ne ziyanın konusundan ne de yazarın yarattığı kurguya uzun uzun övgüler düzeceğim.zaten bunlar okuyan herkesin okuduğunda içine çekileceği şeyler.ama şu var ki;öyle yazılar,öyle sözler var ki içinde yumruk etkisi yapabilecek.okunmalı,okutturulmalı.
--spoiler--
Peri ve şan kelimeleri bir araya gelir,bu toprakta Perişan adında kızlar yaşar.Dokuz yaşındaki erkek kardeşlerinin ayakta sürdüğü traktörlerin römorkları devrilince ölür ve bir daha doğarlar.Bu kez adları isabalı olur,Nazi olur.Ozo olur.Humina,Belkiza,Lezgi,Tükezban,Telli,Kübar,Adman,Adle,Ebedin,Vehta olur.Ne biz onların adlarını,ne de onlar bizi anlar.Doğu'da kızlar,kadın doğar.Ecellerinden önce ölürler.ilk yemeği anasının memesinden gelen ve yediği çanağa tükürmekte sakınca görmeyen erkek,o kadar çok kadın gömer ki toprak bile artık dişidir.Bu yüzden Toprak Ana diye bilinir.Perilerin şanı buradan gelir.Diri diri gömüle gömüle toprağı bile kadın yapmışlardır.Bu yüzden verimsiz ve çoraktır.Buna da,kadının intikamı denir.
Kendi başına doğuran mucizelerin kadını Kibele dönemi biteli çok oluyor.Spermlerin marifetini anlayan erkeğin çağındayız.Sik çağı!Boyundan büyük siki olan bereket tanrısı Priapos'un kullarının çağı!Bu çağda mal,sahibin zayıflatır.Bu çağda savaşları,kaybedecek kadını olmayanlar kazanır.Bu yüzden erkek,olabildiğince derine gömer kadını.Gökte,kadına ait ne varsa onu taşıyan şeytan,yerde,erkeğe ait ne varsa onu taşıyan kadın.Aralarında kalmıştır,sıkışmıştır erkek.Kızgındır.Bu yüzden gömer kadınını.Eşit olamayacağını bildiği için üstüne çıkar,tepinir.Çünkü sikini doğrultamazsa doğurtamayacağını,ama bir kadının kısırda olsa zevkten delireceğini bilir!Erkek,kadından nefret etse de peşinden koşan,yakaladığı yerde de yumruklayan bir doğa kazasıdır.Kendisinin de iddia ettiği gibi,sahip olduğu her şey sikinden küçüktür.Aklı,kalbi,insanlığı,her şeyi...
--spoiler--

sözlük yazarlarının tumblr sayfaları

http://simurg.tumblr.com/

malt

son albümleri arıza'yla çok çok mutlu etmiş gruptur.dinledikçe bağımlılık yapası bir albümle dönmüş olmaları da cabası.mutlu şarkılarında ki 'ben mutluyum ulan!' diye bağırmalarına hayran bırakmış, yeniden şarkılarıyla ilşki analizini çok güzel anlatmış, olmazda 'olmaz,olmaz bu şapkadan tavşan çıkmaz' diyerek ayrılık sonrası arkadaşız düşüncesini realistce yerle bir etmiş...ve bunun gibi nice güzel şarkılarıyla, sözleriyle kaliteyi hatırlatan bir albümle geri dönmüşlerdir.

istanbul hatırası

ahmet ümit'in haziran ayında yayımlanmış kitabıdır.polisiye tarzındaki yazılan kitabın konusu istanbul'da 7 gün içinde, istanbul'un her biri farklı bir hikayeye, farklı bir hükümdara uzanan anıtsal bölgelerinde avuçlarında o dönemin hükümdarına ait sikkeler bırakılmış cesetler bulunmaktadır.cinayet masası komiserlerinin bu cinayetleri çözme aşamaları, bulguları, her cesetle tarihin biraz daha içine hapsolmaları, çoğu zaman kaybolmaları, ama yine aynı tarihten yararlanarak katillere ulaşmaya çalışmaları anlatıyor.kitabın kaba özeti bu şekilde.ama okunduğunda görülecek olan şey şudur ki; yazar ne sizden bu cinayetlerin sorumlusu katili bulmanızı, ne de polisiye bir heyecanla bu heyecana katılmanızı istiyor.kitap daha çok sizi istanbul'u vicdanınızla dinleyin, bir durun ve söylediklerine kulak verin, istanbul can çekişiyor demeye çağırıyor sanki.çünkü tarihle günümüzün harmanlandığı kurguda her padişahla, her savaşla, her dönemle,her dönemin bir anıtıyla, kültürüyle, camisiyle,türbesiyle, sarayıyla, surlarıyla, sarnıcıyla tanıştırdığında cahilliğimizi, duyarsızlığımızı yüzümüze vuruyor adeta.belki de sırf bu duygu altında ben okurken katil hiç çıkmasın ortaya, devam etsin davasına, şaşırtmaya, bize belki de can alarak,istanbul'a can bağışlasın istedim.
güzel kurgulanmış, harmanlanmış bir kitaptı.belki de tek rahatsız edecek konu fazla mesaj kaygısı içinde kaleme alınmış olmasıydı.neden bilmiyorum ama okurken bir kaç kez dan brown etkisinde kalınmış gibi hissettim.ama bir yandan da mesaj bize bas bas bağırılmazsa, gözümüzü gözümüze sokulmazsa onu anlamayacak, yanlış yorumlayacak ya da görmezden gelineceği korkusu da oldukça geçerli bir neden.

bütün gazeteleri tek tek okumak

gazetelerde ki tüm farklı ve aynı haberlerin yorum,ifade şekli ve 'memlekette hala hiçbir şeyin düzeltilemeyeceği karamsarlığı' altına girilmesine neden olur ve baş ağrılarıyla, sıkıntılarda güne devam etmeye neden olan eylemdir.tek iyi yanı olarak herşeyden haberdar olmak görülebilir ki insan bazen hiçbir şey bilmemeyi daha çok tercih eder hale gelebilir.